Başkan Erdoğan: Depremzedeler yerinde dönüşüm istiyor!

30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,9 şiddetindeki depremde Karaburun ilçesinde evleri hasar gören depremzedelerin durumu belirsizliğini korurken, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin Karaburun Belediyesi’ni “dezenformasyon yapmakla” suçlamasına Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan tepki gösterdi. 

Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen Karaburun’da yıkılan konutların durumu hakkında somut bir adım atılmadığını hatırlatan Erdoğan, “Sayın İl Başkanı, önceki gün yaptığı basın toplantısında Karaburun Belediyesi olarak bizim ‘Depremzede vatandaşların TOKİ’nin yaptığı konutlarla ilgili sistemin içinde yer almamaları gerektiği yönünde telkin yaptığımız duyumları aldıklarını’ ifade ediyor. Hukukçu bir meslektaşım olarak bu açıklamasını ayıpladığımı ifade etmek istiyorum. Kendisi bizi ya da sürekli toplantı halinde olduğumuz AFAD yetkililerini arasa, sahadaki son durumun ne olduğunu bilme olanağı olacaktı. Bunun yanında Sayın Sürekli’nin canlı olarak yayınladığımız Ekim ayı Meclisimizde vatandaşlarımızın talebi ile gündem maddesine aldığımız; AK Parti Meclis Üyeleri ile birlikte AFAD tarafından ağır hasarlı olarak tespit edilen Kösedere’deki evlerin yerinde yapılması ve belirlenen İnecik’teki yerin yanlış yer olduğuna ilişkin oy birliği ile aldığımız karardan da bilgisi bulunmuyor. Biz hukukçular duyumlar üzerine değil, somut veriler üzerine açıklama yapmalıyız. Sorumlu bir siyasetçi olarak kendisinden konuyu araştırarak söylemlerde bulunmasını beklerdik ” dedi. 

'KUŞ UÇMAZ, KERVAN GEÇMEZ YERDE' OTURMAK İSTEMİYORLAR
30 Ekim 2020’de yaşanan depremde, ilçeye bağlı Kösedere başta olmak üzere, Bozköy, Anbarseki, Hasseki ve Yayla köylerinde AFAD tarafından ağır hasarlı tespit edilen konutların yeniden yapılması gerektiği bilgisini veren İlkay Girgin Erdoğan, vatandaşların birçoğunun yıkılan evlerinin yerine aynı yerde ev sahibi olmak istediklerini söyledi.

Yıkılan evlerin yoğunlukla Kösedere Köyü’nde bulunduğunu kaydeden Başkan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bizdeki verilere göre Kösedere Köyü’müzde 31, Bozköy Köyü’müzde 5, Anbarseki Köyü’müzde 5, Hasseki Köyü’müzde 1, Yayla Köyü’müzde 1 olmak üzere toplam 44 ev, AFAD tarafından ağır hasarlı olarak tespit edilmiş ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yıkımı gerçekleştirilmiştir. Bu konutların sahiplerinin bir çoğu 70 yaş üzeri vatandaşlarımızdan oluşuyor. İleri yaşlarda bulunan hemşehrilerimiz, yıkılan evlerinin yerinde oturmak istemekte, nesiller boyunca oturdukları sokaklarından ve komşularından ayrılmak istememektedir. Buna karşılık yıkımın en fazla olduğu Kösedere Köyü’müzde, mağdur vatandaşlarımızın yeni konutları için belirlenen alan, Kösedere Köyü ile İnecik Köyü arasında yer alan, tarım arazisi vasfında olan; su, elektrik, kanalizasyon, yol gibi hiçbir altyapısı olmayan bir arazidir. Vatandaşlarımızdan bir kısmı haklı olarak kuş uçmaz kervan geçmez bu arazide oturmak istememektedir. Aynı şekilde Anbarseki’de yıkılan evler için komşu köy Saip’te yeni konut alanı belirlenmiştir. Sadece Bozköy’de yıkılan evlerin yerine aynı köy içinde bir alan belirlenmiştir. AFAD tarafından belirlenen bu alanların tümü plansız durumdadır ve altyapıya ihtiyaç duymaktadır. Bunun yanında aynı köy içerisinde başka evi olduğu gerekçesiyle AFAD tarafından kabul görmeyen fakat depremde ağır hasar almış evleri bulunan vatandaşlarımız da bulunuyor. Bu vatandaşlarımıza da destek olmak görevimiz. Biz Karaburun Belediyesi olarak vatandaşlarımızın tercihlerini etkileyecek bir zorlamada bulunmadık. Yaşanan sorunun ortak akıl ile ve bir an önce çözülmesini, vatandaşlarımızın istemedikleri yerde oturmaya zorlanmamaları gerektiğini AFAD yöneticilerimize pek çok kez iletmiş durumdayız. Karaburun Belediyesi olarak sorunun karşılıklı anlayış, samimiyet ve iyi niyetle çözülmesi gerektiğini düşünüyor, vatandaşlarımızın hak kayıplarına uğramamasını istiyoruz. Sorunun çözülememesi durumunda ise Karaburun Belediyesi olarak tüm imkânlarımızı zorlayarak ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile el ele vererek vatandaşlarımızın mağduriyetini giderici çalışmaları yapacağız, yapmak zorundayız.”