Büyükşehir Meclisi'nde Urla planları ve 'memur çıkışı' tartışması!

GERÇEKİZMİR - Büyükşehir Belediye Meclisi şubat ayı olağan ikinci oturumu Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde Kültürpark’taki yeni meclis salonunda gerçekleştirildi.

Şubat ayı ikinci olağan oturuma Urla planlarına 2 odadan gelen itirazların reddedilmesi tartışması ile CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın'ın yaptığı 'memur' çıkışı üzerinden çıkan tartışma damga vurdu. Urla planlarına 2 odanın itirazı oy çokluğuyla reddedilirken, CHP'li 2 üyenin gruptan farklı oy kullanması dikkat çekti. Öte yandan oturumda ayrıca kooperatif modeli ve İZTARIM'ın sermaye artışı kararına yönelik mesajlar da gündeme oturdu. 

OTURUMDA NELER YAŞANDI?

AK PARTİ’DEN ‘KOOPERATİF’ ELEŞTİRİSİ!

Gündem İZBETON’a devir!
Oturumda gündem Karabağlar’daki dönüşüm alanında İZBETON’a yapılan yetki devriyle ilgili önergeyle açıldı.  Karabağlar ilçesi, Uzundere Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanında IV. Etap olarak belirlenen 11189 ada 11 parsel, 11190 ada 6 parsel, 11193 ada 10 parsel, 11194 ada 11 parsel ve 11195 ada 10 parseldeki mevcut yapılarda "6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" kapsamında yaptırdığımız "riskli yapı tespiti" doğrultusunda ihaleye hazır olan IV. Etapta olası depremlere karşı inşaat yapım işi hızlandırıp tamamlayarak hak sahiplerine yeni konut / ticari bağımsız birimlerin teslimini hızlandırmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile İZBETON A.Ş arasında imzalanmak üzere hazırlanan ve önerge ekinde yer alan Protokol ve eki olan Özel Teknik Şartnamenin oyçokluğu ile uygun bulunmasına ilişkin komisyon raporu masaya yatırılırken, AK Partili üyelerden Büyükşehir’e kooperatif modeli eleştirisi geldi.



Çalışkan: İZBETON’u yasaklı hale mi getireceğiz?
İlk sözü alan AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan’nda, “Yeniden İZBETON’a yetki veriyor. Yaptığımız protokolle yüzde 55’i İZBETON’a, yüzde 45’i belediyeye ait olmak üzere bir devir protokolü yapıyoruz. Aynı şartlarda çıktığımız ihalede de katılan olmadığı gerekçe gösterilmişti. İZBETON da aldığı şartlarla yüzde 45’i kendisine yüzde 55’i bir yapı kooperatifine ait olmak üzere aracılık yaparak bir organizasyon düzenleniyor. İtirazımız şu, kooperatif sistemiyle bu işin yürümesi çok zor. İnşaatların yetişmeyeceğini siz de göreceksiniz. Kooperatif sisteminde üyeler para toplayacak ve bu inşaatı yapacak. O zaman neden devrediyoruz? İstanbul’daki devirlerde belediye şirketlerinin sermayesi çok güçlü, belediye şirketi inşaatı yapıp teslim ediyor. Ama burada mali gücü olmayan İZBETON’a devrediyorsunuz, o da aynı şartlarla kooperatife devrediyor. İhaleyi yapmış olsak kooperatif alsa aynı şartlar. Devir protokolünün şartları o kadar ağır ki, gecikme zamları ve yerine getirilemezse uygulanacak cezalar ağır. İZBETON cezalı duruma düşse, kooperatif bu işi götüremezse ne olacak? İZBETON’u yasaklı hale mi getireceğiz?” açıklaması geldi.

Boztepe: Yeniden değerlendirelim
AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe de, “Biz bu kooperatif konusunda inanın ki sınıfta kalacağız, bunu hep söyledik. Topluma şöyle bir algı yaratılıyor, sanılıyor ki bu inşaatları bir kooperatif yapıyor, hayır bir müteahhit yapıyor. En çok zarar görecek olan kooperatif üyeleri... Tüm fiyat farklarını ele alırsak çok büyük sıkıntılar yaşanacağı görülüyor. Burada yanlış birşey yapıyoruz, bundan neden dönmüyoruz? Odalarla, iyi müteahhitlerle genel bir komisyon kursak, bürokratların da içinde yer aldığı bir komisyonda bu kentin yeniden düzenlenmesini ele alsak... Yeni bir kent yaratmak lazım. Yaşanan büyük depremin ekseninde bu konuyu bir kez daha düşünelim. Bekletip, konuşarak yeni çözümler yaratalım” diye konuştu.

Aydın’dan eleştirilere yanıt
AK Parti cephesinden gelen eleştirileri yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın ise, “Bu önümüzdeki konu daha önceleri de çok tartıştığımız bir konunun devam niteliğinde. Sayın Boztepe’nin yeniden ele alalım önerisi için şunu söyleyeyim bu konuyu zaten çok kez mecliste ele aldık, tartıştık, konuştuk. Zaman zaman arkadaşlarımız kimiz zaman haklı kimi zaman haksız eleştirilerde bulunuyor. Bu önergedeki konuda kentsel dönüşümü biraz daha hızlı ilerletmek için oluşturulan bir model. Elbetteki muhalefetin eleştirileri olacak ama Büyükşehir Belediyesi de bu modelin daha iyi işlemesi için çaba veriyor. Komisyonlardan geldiği şekilde oylanmasını öneriyoruz” açıklamasını yaptı.

Yetki devri açıklamaların ardından yapılan oylama sonucunda oyçokluğuyla meclisten geçti.

SERMAYE ARTIRIMI TARTIŞMASI

Oturumda İZTARIM için alınan sermaye artırımı kararı da tartışma konusu oldu. “İZTARIM A.Ş'nin 03/02/2023 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan karar doğrultusunda, Büyükşehir Belediyemizin İZTARIM A.Ş içerisindeki sermaye payının korunabilmesi için, payına düşen (%96,7878'ine tekabül eden) 96.787.817,06-TL'lik rüçhan hakkının kullanılarak sermaye artışına iştirak edilmesi hususunun oyçokluğu ile uygun bulunduğuna ilişkin önerge sonrası AK Parti cephesinden tepki geldi.

Çalışkan: Günlük kararlar mı alıyorsunuz?
AK Partili Çalışkan, “İZTARIM 7 ayda 3.kez sermaye artırımına gidiyor. Tabi ki sermaye ihtiyaç olduğunda artırılacak, ancak gerekçesi çok önemli... Kasım ayında fabrikanın bütün hazırlıklarının tamam olduğu, son kez sermaye artırıldığı söylendi. Dövizde artış oldu dendi, ama kasımdan bu yana artış yok dövizde... Kasım ayında paketleme makinesi alınacak dendi, şimdi yeniden alınacağı söyleniyor. Demek ki kasım ayındaki 40 milyon başka yere kullanıldı. Nereye kullanıldı? Halkın Bakkalı’nı devraldık, malzeme aldık. Vizyon diyorsunuz 3 ayı mı planlıyorsunuz? Günlük kararlar mı alıyorsunuz?” diye konuştu.

Köklü: Hesap verilemez bir durum değil!
Çalışkan’a yanıt veren CHP’li Meclis Üyesi Bülent Köklü’den “Haziran ayında 100, Kasım ayında 50 milyonluk bir sermaye artışı var ama 2022 yılında 204 milyonluk bir yatırım yapılmış. İZTARIM sosyal belediyecilik kapsamında birçok yere kol kanat geriyor. Hesap verilemez bir durum değil” açıklaması geldi.

URLA PLANLARI TARTIŞMASI: CHP’Lİ ÇAĞLAYAN DA İTİRAZ ETTİ, CHP’Lİ AYDIN ELEŞTİRİLERE TEK TEK YANIT VERDİ!
Oturumda Urla planlarına Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odasından gelen itirazlar da masaya yatırıldı. Odaların itirazları komisyonlardan oyçokluğuyla reddedilerek gelirken, AK Parti ile CHP arasında tartışmaya sahne oldu. 



Boztepe: Korkunç bir rant ortaya çıkacak 
İlk sözü alan AK Partili Boztepe, "Aslında bu konuyu 2 yıldır çok konuştuk. Yine aynı konulara geleceğiz. Maalesef bölgemiz deprem bölgesi ve 100 binliklerle 25 binliklerin uyuşmasını hep istedik. Burada evrakların tamamlanmasıyla ilgili kurul müdürünün görüş yazısı var. Bununla ilgili neden bu kadar ısrar ediyoruz anlamıyorum. 21 bir tane bağımsız bölüm yapılacağına, 115 tane bağımsız birim yapılacak. Korkunç bir rant ortaya çıkacak. Diğer yandan da kayalıkların üstünde imar taleplerini de reddediyoruz" diye konuştu. 



CHP'li Çağlayan'dan da itiraz geldi
İtirazlarını reddedilmesine CHP Grubu'ndan da bir eleştiri geldi. Meclis Üyesi Suat Çağlayan yaptığı konuşmada, "Arkeolojik alanlar çevrilmiş ama sınırı belli olmayan alanlardır. Hiçbir çevrilmiş alanın dibinde de villa göremezsiniz. Burada yüzyıllar önce 10 bin civarında insan yaşıyordu. Bu demektir ki o bölgede yığınla arkeolojik alan var. SİT kurulunun birkaç tane sondaj yapıp, bunlardan birşey çıkmadı diyip hemen 3.bölge kararı alması anlaşılır birşey değil. Bu olay dönüşü imkansız bir durum yaratacaktır. Yarın oraya villalar dikildiğinde o eserler asla çıkarılamayacaktır. Dünyanın gözü olan bir yer burası... Ne yazık ki AK Parti Grubu birinci dereceden üçüncü dereceye çıkarılmasını masum gibi görüyor. Keşke bunun bir arkeoloji faciası olduğunu söyleselerdi. Bu işin hukuksul, mimari, siyasal ve sosyal boyutu beni ilgilendirmiyor ama orada villaların yapılmasına gönlüm asla izin vermez. Temel itirazım birinci bölgeden üçüncü dereceye çıkarılmasına ama akabinde de buna dair tüm hukuksal kazanımların yok sayılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.



Aydın süreci anlattı ve ekledi: Böyle olmamasını istiyorlarsa...
Eleştirilere yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Aydın detaylı bir açıklama yaptı. Aydın, “Bu konuyu çok kez tartıştık. Daha önce bu önergeyi reddettik, gerekçemiz de kamusal terk miktarının yüzde 40’ın altında olmasına ilişkindi. Bunun üzerine yeni bir çalışma yapıldı ve terkin yüzde 50’yi bulduğu yönündeydi. Biz komisyon olarak yine de plancıdan gelen bu bilgilerle yetinmeyip bunu Kadastro Müdürlüğü’ne sorduk ve bu bilgileri teyit ettik. Daha önceki ret kararıyla bugünkü karar arasındaki farkı izah etmeyi çalışıyorum. Şunu ortaya koyalım. 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararından bahsediyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu kurulun kararının yerindeliğini inceleme yetkisine sahip bir kurum değil. Biz bu kararı eleştirebiliriz, tartışabiliriz ama bu kararı hukuken geçersiz hale getirecek bir işlem yapamayız. Bu işlemin yapılacağı yer idari yargıydı. Ama bugün itiraz edenler o zaman konuyu yargıya taşımadı. Burası üçüncü sit alanına düşürüldüğü zaman, yani sınırlı sayıda yapılaşmaya açıldığı zaman, yani gökdelenlerden bahsetmiyoruz, daha önceki plan süreci kaldığı yerden devam etti ve birinci derecede kalan kısım tekrar değerlendirildi. Şimdi burada bir hususa daha değinmek isterim. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun kararını yanlış da bulsak İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi olarak hukuken geçersiz hale getiremeyiz dedik. Aynı şey Kültür Müdürlüğü için de geçerlidir. Kültür Müdürlüğü İzmir halkının oylarıyla seçilmiş Büyükşehir Belediye Meclisinin kararlarını yok sayıp yazı gönderemez. Bu kararları Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’na gönderme yetkisi vardır. O kurul bizim kararımızın yerinde olmadığını reddeder, o zaman bu meclis bu konuyu tekrar ele alır. ‘Ha kurul ha müdür’ değil işte. Bir mahkemeye dava açtığınızda bunu yazı işleri müdürünün reddetmesine benzer bu. Davanızı mahkeme reddeder ya da kabul eder. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu meclisimizin aldığı kararı koruma mevzuatı açısından yerinde bulmayabilir. Gerekçelerini izah eder, geri çevirir. Ama bunu yapmayıp top çevirmek bir kere devlet ciddiyetine yakışmaz. Çünkü biliyorlar ki Koruma Kurulu’na götürdüklerinde bir itiraz olmayacak. Bunu yapmamak için ve Büyükşehir Belediyesi’nin bu siyasi tartışmanın içine çekebilmek için şunu-bunu da gönderin diye bir tartışma yapıyorlar. Müdürlük bir evrak eksikliğinden bahsetmiyor. Müdürlüğün tavrı buraları böyle değil şöyle yapın diyerek Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin iradesine karşı bir tavırdır. Bu bahsedilen yazı ayrıca önümüzde olan konuyla da ilgili değil, 5 binlik planla ilgili... Burada konuştuğumuz konu şu, 1.derece sit alanıyken işlenmiş bir hali vardı, kurul 3.dereceye düşürdüğü için bir revizyon yapıyoruz. Buranın böyle olmamasını istiyorlarsa iktidar kendileridir, bakanlık kendilerinin emrindedir, bakan Cumhurbaşkanı’nın memurudur. Talimat verirlen, burayı tekrar 1.dereceye çıkarırlar, bu tartışma biter.  Çok önemsiyorlarsa yapacakları şey memurlarına talimat verip bunu düzeltmekten ibarettir” diye konuştu.

Boztepe: Kuruldaki arkadaşlar hayır demişler mi?
Aydın’ın ardından bir kez daha söz alan AK Partili Boztepe, “Bazen CHP Grup Başkanvekili anlamıyorum. 1 No’lu kurulda kimler var? İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları var. Peki oradaki arkadaşlar hayır demişler mi? Şimdi önlerinde yine... Niye 2018 yılında bunu oy birliğiyle getirdiniz? 2021’de aynı plan reddedilirken daha birçok gerekçe vardır. Biz bu planının geçeceğini aklımızdan bile geçirmedik. Okul yerini de sayarak terk yüzde 50 diyorlar? İzmir’in 2 odası da bizim görüşlerimizin aynısını yazmışlar. Hiç kimse bizim memurumuz değil, o zaman burada oturan arkadaşlar da sizin memurunuz! 2018 yılında alınan kurum görüşlerin de yenilenmesi lazım ayrıca...” dedi.

Aydın: İstemiyorsanız 1.derece sit alanı ilan edin!
CHP’li Aydın ise bu mesajlar şu açıklamayla yanıt verdi: Görüşlerimi olabildiğine basit anlatmaya çalışıyorum. Katılmayabilirler ama anladıklarını biliyorum. İdari hukukunun gereğini söylüyorum. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun merkezi hükümet tarafından atanan kişileri bakanın memurudur. Bu bir aşığılama değil. Siyasi iktidarınızın merkezi yönetiminizin bakanlığındaki arkadaşlarınıza söyleyin. Orada 1.derece sit alanı kararı olmadığını biliyorsunuz. Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin kararını idare bir müdür imzasıyla yok sayamaz. 1.Kurula gönderir, toplanır, reddeder. Bunu düşünüyorlarsa göndersinler. Ama reddedilmeyeceğini biliyorlar. Eksik evrak diyorsunuz ya Koruma Kurulu ‘eksik’ desin. Ama burada siyasi polemik zemini kullanılmaya çalışılıyor. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu burayı 1.derece sit alanı ilan eder ve bu tartışma biter. Bunda ne var ki? 1 gecede her kararı çıkırıyorlar. Bir de teşekkür ediyorum, odaların değerine vurgu yaptılar. Burada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına hakarete varan söylemlerini duyduk arkadaşların. Teröristlikle suçladınız odaları, baroları! Bakın bugün bu 2 odamız bizim görüşümüzün aksine bir itirazda bulunuyorlar, saygıyla dinleyip karar veriyoruz ama onlara ‘terörist’ demiyoruz.
Biz onlara ‘Bu şehrin kalkınmasını engelleyen dış mihraklara bağlı kişilersiniz’ demiyoruz.
Çok basit birşey söylüyorum. Buranın yapılaşmaya açılmasını istemiyorsanız 1.derece sit alanı ilan edin. Bugün bu meclisinin bu kararı almasının sebebi sizin idari kararınızdır...

2 CHP’li üye de ‘evet’ verdi, oy çokluğuyla reddedildi
Tartışmanın ardından odaların itirazları komisyonlardan geldiği şekliyle oy çokluğuyla reddedilerek meclisten geçti. CHP’li Meclis Üyeleri Suat Çağlayan ve Alparslan Bilen itirazların kabul edilmesi yönünde oy kullandı.
 İlgili önerge maddelerine şu ifadelere yer aldı:
- İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun Kararı ile "1. Derece Arkeolojik Sit Alanı"ndan çıkartılarak "3.Derece Arkeolojik Sit Alanı" olarak tescil edilen; Urla ilçesi, İskele Mahallesi, 4392, 4393, 4396, 4397, 4398, 4399, 4400, 4401, 4402, 4403, 4404, 4405, 4406, 4407, 4384, 4385, 4386, 4387 adaların "Kentsel Gelişme Alanı" olarak belirlenmesine yönelik hazırlanan, Belediye Meclisimizin 14/10/2022 tarihli ve 05.1224 sayılı Kararı ile uygun görülerek onanan 18/11/2022–19/12/2022 tarihleri arasında askıya çıkarılan; 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliğine Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından askı süresi içerisinde yapılan itirazın; Adalet ve Kalkınma Partisi Mensubu İmar ve Bayındırlık Komisyonu Üyelerinin muhalefet şerhine karşılık oyçokluğu ile uygun bulunmadığına ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu Raporu.

- İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun Kararı ile "1. Derece Arkeolojik Sit Alanı"ndan çıkartılarak "3. Derece Arkeolojik Sit Alanı" olarak tescil edilen; Urla ilçesi, İskele Mahallesi, 4392, 4393, 4396, 4397, 4398, 4399, 4400, 4401, 4402, 4403, 4404, 4405, 4406, 4407, 4384, 4385, 4386, 4387 adaların "Kentsel Gelişme Alanı" olarak belirlenmesine yönelik hazırlanan, Belediye Meclisimizin 14/10/2022 tarihli ve 05.1224 sayılı Kararı ile uygun görülerek onanan 18/11/2022–19/12/2022 tarihleri arasında askıya çıkarılan; 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliğine Mimarlar Odası İzmir Şubesi tarafından askı süresi içerisinde yapılan itirazın; Adalet ve Kalkınma Partisi Mensubu İmar ve Bayındırlık Komisyonu Üyelerinin muhalefet şerhine karşılık oyçokluğu ile uygun bulunmadığına ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu Raporu.

Gündem dışı bölümde ‘memur’ tartışması
Oturumun gündem dışı bölümünde CHP’li Aydın’ın Urla planları tartışmasında bakanlara yönelik memur çıkışı tartışma konusu oldu.



Sevil: O kadar öfkeliyim ki... 
AK Partili Burçin Kevser Sevil bu hitaba tepki gösterek, “Kamu kurumlarını hedef göstererek, ayrıştırıcı bir dille, ‘Gidersiniz bakan sizin memurunuzdur, bakanının memuru memurudur’ tavrı asla tasvip ettiğimiz tavırlar değil. O kadar öfkeliyim ki acımdan dolayı susuyorum” diye konuştu.



Aydın: Büyükşehir Belediye Başkanına yalancı denirken neden kınamadınız? 
Sevil’e yanıt veren CHP’li Aydın, “Bir kere hem kişisel olarak hem de CHP’yi temsil eden birisi olarak hiç bir zaman ayrıştırıcı bir dil kullanmadım. Bu ülkede ayrıştırıcı, ötekileştirici dil CHP’nin dili değildir. Bu ülkede meslek odalarına hakarete varan sözler CHP’nin değildir. Emin olsunlar hepimiz çok öfkeliyiz ama kişilere yönelik değil sisteme! Yapılanlara ve yapılmayanlara! Yine emin olsunlar ki hepimiz dişimizi sıkıp düşüncelerimiz doğru cümlelerle dile getirmeye çalışıyoruz. Ve emin olsunlar hiçbir zaman öfke diline teslim olamyacağız. Neden kınanmışım? Kamu otoritesine bağlı merkezi yönetim sistemi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde sisteminde bakanlar bir memurdur, kabine değildir. Atanmış memurdur. Memur dediğim için kınamış. Değerli meclis üyesi bu mecliste İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yüzüne yalancı dendi, kınadınız mı? Bizim merkezi hükümet tarafından belirlenen bürokratlara memur dediğimiz için zorunuza gitti ya! Siyasi sorumluluğunuzdan bahsediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı'nı eleştiriyorsunuz, Başkan bizzat mı yapıyor? Hayır memurlar aracılığıyla yerine getiriyor ama sorumluluk onda. Bir kere Sayın Başkanım demediniz, Sayın Başkan diyorsunuz. Demeyin de zaten sorun yok. Derdimiz değil bu. Memur dediğim için mi kınanıyorum. Kimse burada kimseye hakaret etmiyor, bir durum tespiti yapıyoruz. O tespit de bugünkü ülkenin yönetim sistemi. O sistemin de koordinatları açık" diye konuştu.