CHP’li Bayır’dan önemli ‘liste’ mesajları ve çarpıcı 2 sandık tahmini!

GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Bir TV’de yayınlanan Politika Durağı programında Gazeteci Sercan Avcı’nın sorularını yanıtlarken, önemli açıklamalarda bulundu.

İzmir’i 8 yıldır parlamentoda temsil eden CHP’li Tacettin Bayır, yeni dönem listesinde yer almamasına dair önemli mesajlar verirken, rafa kalkan önseçim, yeni adaylar ve İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun performansı hakkında da açıklamalarda bulundu. CHP’nin İzmir sandığı sonucu üzerine ‘ikinci bölge’ vurgulu çarpıcı bir tahmin, Cumhurbaşkanlığı seçimi için de iddialı bir oran verdi.

CHP İzmir Milletvekili Bayır’ın Politika Durağı’ndaki öne çıkan mesajları:

LİSTE SORUSUNA YANIT: SÜRPRİZ OLDU MU?
Sürpriz olduğunu söyleyemem. Çünkü bu seçimler normal bir seçim değil, atmosfer olarak da öyle değil. Bir ittifak yapıyorsunuz, 5 partiyle 6’lı masada. Çok doğaldır ki burada bir fedakarlık yapılacaksa bu CHP’nin evlatlarına düşen bir fedakarlık olacak. Ben bunu zaman zaman söyledim, Türkiye’de ne zaman demokrasinin önü tıkansa, ne zaman cumhuriyet rejimiyle ilgili bir tehlike olsa hemen CHP devreye girer. Örneğin baraja takılması ihtimal olan partinin barajı aşması için fedakarlık eder, ya da 15 milletvekili İYİ Parti’ye gönderir, parlamentoya girmesi için mücadele eder. Bu tip özverilerde bulunmak hep CHP’ye düşer. Burada da diğer partilerin temsiliyeti anlamında Türkiye’de 70-75 civarında CHP’li olmayan adaya şans verildi. Bunların da yaklaşık 40 tanesi seçilecek yerlerden aday. Mevcutta 130-140 civarında milletvekiliydik hemen hemen yarısı bu noktada listelerden fedakarlık yapmak durumunda kaldı. ‘Bunu yapan Sayın Kılıçdaroğlu’ dersek haksızlık yapmış oluruz. Sistemin gereği bu oldu. Dolayısıyla burada beni daha önce 2015’te önseçimden çıkmam için destekleyip, ‘TBMM’de bizim gözümüz kulağımız ol’ diyen CHP’nin tabanında üzülerek beni arayan, ‘Niye yoksun’ diye üzüntülerini dile getiren arkadaşlardan özellikle rica ediyorum. Bu dönemde fedakarlık etmeyeceğiz de ne zaman edeceğiz? Türkiye’de rejim tehlike altında, tek adam rejimine doğru gidiyoruz. Elbette birileri fedakarlık edecek ki bu sıkıntıları aşabilelim. Yoksa ben zaten 40 yılda fazla bir süre hayatımın en güzel yıllarını siyasete vermişim. Ticari hayatım ayrı ama siyaseten de eşimden, çocuklarımdan zamanlarını çalarak ciddi özveride bulunmuşum. İl başkanlığı yapmışım, 3 dönem milletvekillliği yapmışım. Siyaset yapan herkese Allah bunları nasip etsin, bundan daha güzel ne olabilir ki?

”40 YILLIK HAYALİMİZ GERÇEKLEŞECEK, ÇOK İNSANA İHTİYAÇ VAR”
Öncelikle Genel Başkanla Genel Sekreterimiz listeden çekilince, Mehmet Ali Çelebi de AK Parti’ye geçtiği için düştük 11’e... Dolayısıyla bu 11’den 4 arkadaşımız devam ediyor. 4 arkadaşımız da genç, dinamik, hukukçu arkadaşlarımız... Onların üçüncü dönemi olacak, ben üç dönem yapmıştım zaten. Bu anlamda onların devam etmesini ben çok doğal karşılıyorum. Eğer bir ittifak olmasaydı, sadece kendi partimizden oluşsaydı bizler de listede olabilirdik. Bu ayrı bir konu. Ama ben listede olmayan arkadaşlarımın herhangi bir üzüntü içerisinde olduklarını sanmıyorum. Tabi ki 8 yıllık bir alışkanlık var, hafif bir sendeleyeceğiz ama eşekten düştük dersek ayıp olur. Kaldı ki siyaset bizim için hala devam ediyor. Ben hep beni arayan arkadaşlara ‘Üzülmeyin bize daha 25 bin tane insan lazım, çünkü biz iktidar olacağız’ demiştim. 40 yıllık hayalimiz gerçekleşecek ve iktidar olduğumuz zaman kamu kurumlarında çok sayıda arkadaşa ihtiyacımız var. Belki bugün adaylık için başvuru yapan 193 arkadaştan temsiliyet anlamında 14 tanesi listelerde gözükücek ama orada listelere giremeyen birçok arkadaşımız farklı yerlerde mutlaka değerlendirilecektir. Önemli olan burada kızmadan, küsmeden, siyaseti kesintiye uğratmadan devam etmektir.

CHP İZMİR LİSTESİ YORUMU
Genelde her seçim süreci başlangıcında bu listelerle ilgili gerek parti kamuoyunda gerekse ilçe örgütlerinde bir takım kırgınlıklar olabiliyor. Bana göre bunun temelde 2 nedeni var. Örneğin bir önseçim yapıldığı zaman çok daha rahat davranılabiliyor. ‘Benim seçtiğim insan’ diyor partili. Öbür türlü biraz kırgınlık oluyor, ‘Bize sormadılar’ gibisinden. Sormadılar çünkü 6’lı masa vardı, ittifak vardı. Bu dönem o yüzden farklı bir dönem. Listeler de farklı. 4 tane kontenjan var zaten, 2 tane Genel Başkanımız 2 genç yardımcısını koymuş, onun dışında Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Bey 2 arkadaş önermiş, daha önce Parti Meclisi’ne önerdiği arkadaşları tekrar taşıyor, öyle görünüyor. E zaten geriye birşey kalmıyor. Mevcut vekil arkadaşlardan da 4’ünü aldığınız zaman liste doluyor. Bunun dışında ‘Bazıları İzmir’i tanımıyor’ gibi eleştiriler var, ben buna katılmıyorum. Sonuçta milletvekili İzmir’de değil parlamentoda çalışıyor. İzmir’e geldiği zaman da halkı dinliyor. Yani bir büyükşehir belediye başkanı gibi yerel sorun çözecek bir durumu yok. Genel yasaların çıkarılma sürecine katkı koyar. Ben özellikle İzmir’deki kadronun genç bir kadro olduğunu, bir dönem değil belki de iki dönem götüreceğini düşünüyorum. Ama kardeşlerim benim onlar, onların da daha mütevazi olup halka daha fazla dokunmaları gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi adıma bu 8 yıllık süreçte halka oldukça dokunduğumu düşünüyorum.

ÖNSEÇİM KONUSU
Sağlıklı sonuç verip vermediği tartışılabilir bir konu. Şuradan bakabiliriz. Bence 2015’te yapılan önseçim sonuçları sağlıklıdır, en azından önseçimden çıkan arkadaşlarımız halka dokunarak milletvekilliği yaptılar, bunu kanıtladılar. Ama bazı yukarıdan paraşütle gelen arkadaşlarımız partiyi terk ettiler. Bunun altını çizmek de fayda var. En kötü önseçim en iyi atamadan iyidir. Ama bu geride kalmıştır, plağı tekrar geriye sararak insanların küsmesine neden olacak ifadelerden de kaçmamız lazım. Bu bizim bir sorumluluğumuz. Ben bu saatten sonra kendi siyasi kariyerim için değil çocuklarımın ve torunlarımın geleceği için kaygı duyuyorum. Dolayısıyla hiç bir arkadaşımızın şu saat itibariyle ‘Ben listede olmalıydım ya da şu sırada olmalıydım’ gibi söylemleri de doğru ve yakışıklı bulmam.

ASLANOĞLU’NUN PERFORMANSI, BELEDİYE-ÖRGÜT İLİŞKİSİ VURGUSU!
İlk sınavına yeni çıkacak ama şu anda gördüğüm kadarıyla iyi, bir sıkıntı yok gibi. Nazar değmesin ben planlı çalışan insanları severim o da planlı, programlı çalışıyor. Bazen ufak tefek serzenişler olur, belediye-örgüt ilişkisinde, çok uyumlu olmak iyi değil, uyumsuz olmak da iyi değil. İkisinin olmalı. Örgüt örgüt olduğunu bilmeli belediye başkanı belediye başkanı olduğunu bilmeli. Paralel bir çalışma yürütmeleri gerekiyor. Ben hep örgütün denetim yetkisi olduğunu savunanlardanım.. Bu yüzden bizim tüzüğümüzde hep il başkanı aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclisi’nin grup başkanıdır, ilçe başkanı da ilçe belediye meclisinin grup başkanıdır. Neden? Belediye başkanı yürütmeden sorumludur, ilçe başkanı ve il başkanı da o belediye başkanının yürütmeyi parti tüzüğüne uygun yapıp yapmadığının denetiminden sorumludur. Dolayısıyla belediye başkanlarının parti yönetim kadrosunu belirlemesini çok şık bulmuyorum ben kendi adıma. Çünkü o zaman örgüt bağımsız davranamıyor. Bu da ileride bir takım yanlış sonuçlar doğuruyor.

ÇARPICI TAHMİN... İKİNCİ BÖLGEDE TİP ETKİSİ: 8-7 GİBİ GÖRÜNÜYOR
Ben birinci bölge ile ikinci bölgeyi farklı görüyorum. İkinci bölgede bir TİP gerçeği var. İrfan Değirmenci’yi aday gösterdiler ama TİP’in birinci bölgede adayı yok. Olmasını temenni etmem ama ufak tefek serzenişlere sahip arkadaşların alternatif partiler oy kaydırması söz konusu olabilir. Bunlar CHP’ye kayıtlı üyeler değil ama geçmişte CHP’ye oy verenlerden bir kısmının kayması söz konusu olabilir. Bu anlamda ben ikinci bölgenin birinci bölgeden daha az milletvekili çıkaracağını düşünüyorum. Ama herşeye rağmen bu 4 siyasi partinin bizim listemizden seçime girmesi bizim geçmişteki CHP oylarına artı o sağ partilerden, merkez partilerden oy gelmesi anlamına geliyor. Biz geçmişte güle oynaya 7-7 çıkarıyorsak bugün bunun 8-8 olmaması için hiç bir sebep yok. 9’u zor ama zor ama iyi bir hedef olarak görüyorum. Tabi ki il başkanı 9’u hedef gösterecektir ama seçim sonrası ‘Sen 9 diyordun, bu iş niye 6’da kaldı’ meselesi de olmasın, onun için biraz daha temkinli yaklaşmak gerekir. Benim kendi kişisel kanatim 8-7 çıkacak gibi görünüyor.

İZMİR LİSTELERİNE GENEL BAKIŞ
Ne yazık ki kötü. Benim dışarıdan aldığım tepkiler diğer siyasi partilerin İzmir’deki CHP’li seçmenleri fazla dikkata almadığını söylüyor. AK Parti de MHP de dahil olmak üzere sanki ‘İzmir cepte keklik’ gibi bir anlayışları olduğu yönünde bir serzeniş var. Örneğin ‘Biz İzmirli aday bulamıyoruz’ diyorlar. Tüm partiler için geçerli. ‘İzmir’i tanıyan, İzmir’in sorunların dile getirecek bir aday yok’ gibi bir serzeniş var. Aslında çok geçerli değil, biliyorsunuz bizim bir huyumuz vardır, İzmir’e biri dışarıdan da gelse hemen İzmirli olur. Farklı bir gen ve dokusu var. Ben Cumhur İttifakı’nda ciddi bir kayıp yaşanacağını düşünüyorum vekil sayılarında. MHP’de ciddi bir kayıp yaşanacağını düşünüyorum, AK Parti’de de öyle. Onun yerine İYİ Parti’de, TİP’te ve CHP’de artış olacak diye düşünüyorum.

İNSANLAR NEDEN KILIÇDAROĞLU’NA OY ATMALI?
Bir kere şundan atmalı, mevcut adaylar arasında Türkiye bürokrasisini en iyi bilen insan. 13 yıldır, genel başkanlığı döneminde AKP iktidarında yapılan tüm yolsuzlukların dosyaları Sayın Genel Başkanımıza geldi ve o bunları inceledi. Tek tek rapor aldı. Ben şunu iddia ediyorum, bu 4 aday içerisinde Türk halkının çalınmış parasını, yurt dışına götürülmüş olanlar dahil olmak üzere getirebilecek bilgi, birikim , deneyime sahip olan tek aday Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

6’LI MASADAKİ ADAY KRİZİ: YIKAMAYACAKLARINI ANLADILAR
Uzunca süredir AKP ve yandaş medya bu 6’lı masayı dağıtmaya çalışıyordu. Nifak sokarak bu masayı nasıl dağıtabiliriz peşindeydiler. Bir-iki denemenin ardından bir tanesinde Sayın Meral Hanım’ın demoralize ederek, bir anlık sinirle masadan kalkmasına neden oldular. Ama Meral Hanım son derece zeki bir insan. Hemen toparladı, etrafını dinledi, bilim adamlarıyla görüştü tekrar masayı toparladı. O da özveride bulundu. Sayın Genel Başkanımız da çok olgun davrandı. Ve gördük ki o 6’lı masadaki 6 lider de inanılmaz özveriyle bu işi götürmeyi kafaya koymuşlar. İnanki o olaydan sonra çok daha güçlendi o 6’lı masa. O zaman bu masayı yıkamayacaklarını anladılar. Yani bir anlamda iyi oldu bile diyebilirim.

İNCE’NİN ADAYLIĞI...
Muharrem Bey bu konuda farklı bir inanca saplanmış. Bu işin kesinlikle ikinci tura kalacağını düşünüyor ve çekilmesi gerekiyorsa da o zaman çekileceğini ima eden konuşmalar yapıyor.  Oysa biz bu işi ikinci tura bırakmak istemiyoruz, mümkünse birinci turda bu işi halledeceğiz. Anketlerde aradaki fark yüzde 10’a çıkmış durumda. Biz bu işi açık ara birinci turda bitireceğiz.

14 MAYIS TAHMİNİ: MİNİMUM 10 FARK
Her koşulda Kılıçdaroğlu’nun minimum yüzde 10 fark atacağını düşünüyorum.

TARİHİ DEMOKRASİ FEDAKARLIĞI VE GÖNÜLLERE DOKUNAN BURS KARARIYLA 8 YIL...
Aday olmamın ardından arayan çok sayıda insanın ifadesi, ‘Siz bizim milletvekilimizsiniz ve gönlümüzde öyle kalacaksınız’... Ben 8 yıllık vekillik dönemimde zannediyorum hiç bir vekile nasip olmayacak güzelliklerin yanı sıra ülkemiz açısından da ciddi hayal kırıklıkları ve üzüntüler yaşadım. Bu arada demokrasiye set çekmek için çalışan tek adam rejiminde o ‘15 adam’ın arasında yer almış olmam da benim için çok farklı bir olaydı. Partiden 18 günlüğüne de olsa istifa edip 1980 döneminde birbirine selam vermeyen hatta karşı siyasi görüşte olan insanların yanına geçmek, TBMM başkanlığına dilekçe vererek İYİ Parti’nin seçime girmesini sağlamak bizim için ciddi özveriydi. Ben hatırlıyorum çok da fırça yemiştim. O imzayı çok kolay atamıyorsunuz. O dilekçe önümüze konduğunda herkesin gözleri doldu bir kere. Ben o gün Engin Altay’a ‘Engin başkanım ben bunu imzalayacağım ama beni 2 çocuğum ve eşim akşam eve almayacaklar’... Bizim siyaset için çocuklarımızdan eşimizden çaldığımız zaman. Demezler mi ‘Biz sana CHP’yi iktidar olması için bizden bu zamanı çaldın, biz sana bu nedenle müsaade ettik, şimdi sen nasıl o partiyi terk edersin’ diye... Yalan da değil, anlatmakta da baya bir zorlandık. İnsanlar sonra fark etti demokrasinin önünü açmak için yapılan bir hareket olduğunu. Hatta İzmir’de bir paçavra gazete benim fotoğrafımın üzerine ‘kiralık vekil’ yazdı. Ne demekse kiralık vekil? Çünkü beni satın alabilecek para daha hiç bir darphanede basılmadı. Beni parayla satın alamazsınız çünkü benim bir ideolojim var. Ayrıca parayla da işim olmaz.

Ekonomik anlamda işyerim vardı, emeklilik hakkı da kazanmıştım ama önseçime girerken bir söz vermiştim, ekonomik durumu olmayan ailelerin kız çocuklarını okutacağım diye. 8 sene bunu yaptım. Şuanda da devam eden çocuklarım var. Listede olmayınca panik olmuşlar, panik olmayın devam edeceğiz ama önümüzdeki yıldan sonra yeni çocuk almayacağım. Mezun olanların yerine yenisini alamayacağım.