POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
Otoyol ve köprü ücretlerine zam
Otoyol ve köprü ücretlerine zam
AK Parti'den 2 ayrı kamp kararı
AK Parti'den 2 ayrı kamp kararı
Fenerbahçe seçim tarihini duyurdu
Fenerbahçe seçim tarihini duyurdu
Candan kardeşler hakkında iddianame hazırlandı
Candan kardeşler hakkında iddianame hazırlandı
4 Kasım 2020 Çarşamba - 10:44

İstanbul barajlarında 'dip suyu' tehlikesi

İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 30’un altına düşerek 29.43 oldu. Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, suların şebekeye verilmeden önce fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak ciddi testlerden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bu seviyedeki sularda dip seviyesine yaklaşıldığı için ağır metaller bulunabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

İstanbul barajlarında  dip suyu  tehlikesi

İstanbul barajlarının doluluk oranı bugün itibariyle yüzde 29.43 seviyesinde. Alibeyköy Barajı’nda 24.21 seviyesindeki doluluk oranı nedeniyle tarihi su kemeri neredeyse tam boy görünüyor. Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan,  barajların yüzde 30’un altındaki doluluk oranı ve bunun insan sağlığına etkileri konusunda, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şebeke suyuna verilecek olan suların tahlillerinin tam olarak yapılası gerekiyor. Bu ister dip suyu olsun, isterse üst su olsun değişen hiçbir şey söz konusu değil. Bunların tamamının fiziksel, kimyasal ve biyolojik muayeneden geçirildikten sonra şebekeye verilmesi gerekiyor. Bu sırada başta klorlama ve filtreleme olmak üzere diğer mikro organizmalardan da arındırılması gerekiyor. Dip suyun şöyle bir riski elbette olabilir; suyun altına ağır maddeler çöker, partiküller çöker gibi gözükebilir. Fakat burada aslında önemli olan denizlerde de benzer durum geçerlidir; dipte en altta ağır metaller kalır eğer suda varsa. Yani cıva, demir gibi ağır metaller en altta kalır. Bu sularda bu tip riskler söz konusu olabilir. Bu nedenle mümkünse barajların dolu olması gerekir. Ancak tehlikeli seviye söz konusu olmayana kadar baraj içindeki tüm sular kullanılabilirdir” dedi.

FİZİKSEL, BİYOLOJİK VE KİMYASAL TESTLER
Prof. Dr. İlhan, “Fiziksel muayene, kimyasal ve biyolojik muayenenin yapılması koşuluyla. Fiziksel muayenede suyun berrak olup olmadığı, renginin olup olmadığı ki şeffaf olması, berrak olması gerekir, partikül içermemesi gerekir. Bunlara bakılır. Kimyasal muayenede özellikle demir ve cıva başta olmak üzere bunların var olup olmadığına bakılır. Bunların belli bir düzeyin üzerinde olmaması gerekir. Biyolojik muayenede ise hepimizin bildiği kanalizasyonla karışmış mı veya başla bir şey olmuş mu? Buna göre bakılır. Buna göre de klorlama, filtreleme yaparak verilir. Burada önemli olan suyun belli bir nitelikte ve kalitede olması. Suyun üst ya da orta kısmının aslında farkı yoktur. Ama bu standartları geçen suyun şebekeye verilmesi gerekiyor” diye konuştu.

DİP SUYUNDA ANİ YAĞIŞTA RİSK ARTIYOR
Prof. Dr. İlhan, suyun barajlardan şebekeye verilmeden önce testlerden geçmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Eğer yetkili makamlar tarafından, suyu sağlayan kurumlar özellikle belediye tarafından bunun değerlendirmesi yapılıp temiz raporu veriliyorsa kullanmanın bir sakıncası yok elbette. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik testlerden geçtiğinin raporu verildiyse. Ama şöyle durumlarda risk tabii ki de artabiliyor. Örneğin çok dip su kaldı ve aniden ayağmur yağdı. Daha çok çamurla karışık oldu. Bu sefer bu işlemler daha uzun sürdüğü için elbette risk artabiliyor. Barajlardaki suların ya da kullanıma verilen suların farklı istasyonlarda ölçümleri yapılıyor. Bu istasyonlardaki su değerine göre su şebekeye basılıyor. O yüzden öncesi yapılan kontroller doğru bir şekilde yapılıyorsa, klorlaması yapılıyorsa bu suları kullanmanın bir sakıncası yok. Fazla klorun zararı elbette olabilir ama burada yapılan klorlama doğrudan kişiye verilen klor tableti olmadığı için veya kullanacağımız suya kendimiz klorlama yapmayacağımız için çok düşük düzeyde şebekeye geleceğinden kişiler üzerinde bir olumsuz etkisi olmaz. Suyun resmen klorla dolması lazım ki yan etkileri olsun. Şu an böyle bir durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum.”

HEPATİT A, KOLERA SALGINI
Prof. Dr. İlhan, şöyle devam etti:

“Yeterli kontrol yapılmazsa, yeterli klorlama örneğin biyolojik etkenler yönünden tüm su kaynakları için geçerli, su kaynaklı salgınlar karşımıza çıkabilir. Bunların başında hepatit A, kolera geliyor. Fiziksel olarak bakarsak berrak olmayan suyun kullanımı söz konusu olmaz. İnsanlar bunu kullanmazlar, fiziksel kirlilik diyoruz buna partikül içermesi durumunda. Kimyasal olarak ise ağır metal içeren suların kullanılmasında; ağır metal zehirlenmesine kadar giden durumlar söz konusu olabilir ama bu çok nadir gerçekleşebilir. Suyun özellikle bir kaynaktan kirlenmesi gerekir. Fabrika artıkları veya doğal olarak çok cıva, demir içeren kaynaklardan gelecektir veya arsenik içeren kaynaklardan ancak su bu şekilde kirli olacak.

Genelde bu ağır metal zehirlenmeleri akut kullanımda değil de çünkü akut kullanımda birisinin ya sabotaj amaçlı ya da bir fabrikanın kaynaklarının bertaraf sularının buraya gelmiş olmasını bekleriz ya da sabotaj amaçlı olmasını bekleriz. Ama daha çok iyi kontrol edilmeyen sularda ağır metal zehirlenmeleri kronik hastalık olarak meydana gelebilir. Yani çok uzun süre cıvaya insanlar maruz kalabilir. Hem kadınlarda, hem erkekler ve gelişme çağındakilerde pek çok olumsuz etki söz konusu olabilir. Bu nedenle denetimin çok önemli olduğunu ve mutlaka doğru ev uygun bir şekilde yapılması gerektiğinin altını çizmek isterim." (DHA)

 
Vali Köşger'den kira yardımları raporu!
 
Trump: Biz aslında bu seçimleri kazandık
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Vali Köşger'den kira yardımları raporu!
Köşger, İzmir'deki depremden etkilenen ev ve iş yeri sahipleri ile kiracılara ...
Minik Ayda’nın sağlık durumu iyi
Hastaneden bu sabah yapılan açıklamada, minik Ayda’nın genel durumunun ...
Patlayan kolonlar, çatlayan duvarlar arasında ölümüne mesai!
Depremin vurduğu Bayraklı ilçesindeki PTT Kargo Posta Dağıtım Merkezi’nde ...
 
Depremde son durum: Can kaybı 114'e yükseldi
Ege Denizi'nde merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana ...
İzmir'de boşaltılan binaların çevresinde nöbet!
İzmir'de depremin ardından hasar tespit çalışmaları yapılan binalar boşaltıldı. ...
Depremden 102 saat sonra bir can dostu kurtarıldı
Depremden 102 saat sonra Rıza Bey Apartmanı enkazında bir kedi yaralı olarak çıkarıldı. 
 
Urla açıklarında korkutan deprem
İzmir'in Urla ilçesi açıklarında 23:35'te 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Davutoğlu’ndan Soyer’e geçmiş olsun ziyareti
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 30 Ekim’de yaşanan deprem ...
Bakan Kurum paylaştı: İzmir'in hasar tespit raporu!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hasar tespiti devam ediyor. Bakan ...
 
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
CHP İzmir ve Büyükşehir’de görünen o ki…
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri