Ankara Başsavcılığı’nın iddianamesi, “inşaat mühendisliği, hukuk, öğretmenlik” gibi alanlarda bile e-devlet sistemine sahte diploma yükleyebilen bir çetenin varlığını ortaya koydu. BBC Türkçe, sahte diploma soruşturması hakkında neler bilindiğini derledi.
Kamu kurumu yöneticilerinin e-imzasını kopyalayarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenlediği tespit edilen 134 kişi hakkında mayıs ayında dava açılmıştı.İkinci iddianamede yer alan 65 kişinin de davaya dahil edilmesiyle birlikte sanık sayısı 199'a çıktı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 37 şüphelinin tutuklandığını açıkladı.
Bakan Yerlikaya 4 Mayıs'ta sosyal medyadan yaptığı yazılı açıklamada, Ocak ve Mayıs 2025 tarihlerinde "düzenlenen 2 operasyonda toplam 197 şüpheli şahıs yakalanmış bu şüphelilerin 37'si tutuklanmış, 150'sine adli kontrol kararı verilmiştir" ifadesini kullandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, e-imzaların kopyalanma işleminin, elektronik sertifika sağlayıcı iki kuruluş aracılığıyla gerçekleştiği belirtildi.
Sahte elektronik imzalar sayesinde, aralarında köklü üniversitelerin de olduğu çeşitli kurumlarının sistemlerine izinsiz giriş yapıldığı ve usulsüz diploma düzenlendiği kaydedildi.
İddianamede, şüphelilere ayrı ayrı yöneltilen suçlamalar arasında şunlar yer alıyor:
Usulsüz e-imza üretimi ve kamu sistemlerine yetkisiz erişim
Sahte lise, lisans ve yüksek lisans diploması düzenlemek
Not ortalamasını yükseltmek
Sahte ehliyet belgesi düzenlemek
Ehliyet yazılı sınav ve direksiyon notunu değiştirmek
Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), şüphelilerden birinin ifadesinde geçen 400 akademisyenin usulsüz atandığı yönündeki iddiayı yalanladı.
İddianamede, oldukça üst düzey isimlerin elektronik imzalarının kopyalandığı belirtiliyor:
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan ve Başkan Yardımcısı
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Eğitim ve Öğrenim Daire Başkanı
MEB Yönetim Bilgi Sistemleri Daire Başkanı
14 farklı üniversitenin Öğrenci İşleri Daire Başkanları
İddianame, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanıklar hakkında 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İmza kopyalama işlemi nasıl gerçekleşti?
Kurumların sistemlerine erişebilmek ve işlem düzenleyebilmek için, tıpkı TC kimlik numarası gibi kişiye özel elektronik imzalar kullanılıyor.
Yalnızca yetkili kişiler erişim sağlayabiliyor ve e-devlet gibi ulusal sistemlere resmi veri girişi gerçekleştiriyor.
İddianamede yer alan bilgilere göre sanıklardan bazıları, üniversite ve kamu kurumları ile çalışan resmi sertifika sağlayıcı iki şirketin çalışanlarıyla işbirliği içerisindeydi.
Kamu kurumlarında kritik pozisyonlardaki yöneticilere ait sahte elektronik imzalar üretildi.
Bu elektronik imzalar, sahte sürücü belgesi ve TC kimlik kartları kullanılarak elde edildi ve kamu sistemlerine yetkisiz erişim sağlandı.
Bu sayede sahte diplomalar düzenlendi ve YÖKSİS sistemlerine eklendi.
Aynı şekilde MEB sistemlerine izinsiz erişim sağlanarak, usulsüz lise mezuniyet kayıtları oluşturuldu, sürücü belgesi yazılı ve direksiyon sınav sonuçları değiştirildi.
Hangi alanlarda diploma verildi?
Psikoloji, Makine Mühendisliği, Mimarlık, Bilgisayar Mühendisliği, Siyaset Bilimi, Resim İş Öğretmenliği, İnşaat Mühendisliği...
İddianameye göre pek çok fakültede hem diploma işlemleri hem de not yükseltme gibi usulsüz işlemler yapıldı.
Ancak, usulsüz diploma edindiği belirtilen kişilerin mevcut durumuna ilişkin herhangi bir bilgi yer almadı.
2 Ağustos'ta Türkiye Gazetesi'ne konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise kurum içi soruşturmanın derinleşeceği sinyalini vermişti: "Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz. Dün itibarıyla ilgili üniversitelere gerekli işlemlerin başlatılması noktasında yazı gönderdik."
Özvar ayrıca, sahte diplomanın önüne geçmek ve cezai yaptırımları artırmak için yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
"400 akademisyen usulsüzce atandı" iddiasına yalanlama
Dosyadaki şüphelilerden biri olan A.T. ifadesinde, 400 akademisyenin usulsüz bir şekilde kadrolara yerleştirildiğini iddia etti. Z.K isimli liderin talimatları doğrultusunda hareket edildiğini ve bu şekilde 270 sahte imza üretildiğini belirtti.
Ekibin "joker elemanı" olarak bilinen ve çok iyi yabancı dil bilen bir şahsın, 2006-2010 yılları arasında başka kişiler adına yabancı dil sınavlarına sokulduğunu ve "ülke genelinde bu sayede akademisyen olan 400'den fazla kişi olduğunu" iddia etti.
A.T. aynı ifadesinde, bu usulsüzlüğü yapan akademisyenlerin birçoğunun doçent ya da profesör unvanı olduğunu savundu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise 400 akademisyenin usulsüz atandığı yönündeki iddiayı yalanladı.
2 Ağustos'taki açıklamada, bu iddianın tek bir şüpheli beyanına dayandığı, herhangi bir somut bilgi, belge veya tespitin olmadığı kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, "soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye'de hiçbir akademisyen bulunmadığı" belirtildi.
MEB'e bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmenin de şüpheliler arasında yer almadığı kaydedildi.
Soruşturmada sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adının geçtiği ve bu kişilerin de öğretmen statüsünde olmadığı belirtildi: "2 kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit bulunmamaktadır."
Soruşturma nasıl başladı?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma esasen 2024 yılına uzanıyor.
Başsavcılık ilk olarak elektronik sertifika sağlayan iki kuruluşun Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul bayileri üzerinden usulsüz işlem yapıldığını tespit etti.
İlk iddianameye göre, Gazi Üniversitesi'nde hukuk ve mühendislik fakültesinde düzenlenen sahte diplomaların YÖKSİS sistemine eklendiği tespit edildi.
Ayrıca MEB bünyesinde de sürücü belgesi elektronik sınav sonuçlarının "başarılı" olarak değiştirildiği, dört kişiye ise lise mezuniyet kaydı eklendiği belirlendi.
İlk soruşturma kapsamında 20 Mayıs'ta 134 kişi hakkında açılan davaya, Temmuz ayında tamamlanan ikinci iddianameyle 65 kişi daha dahil edildi.
DMM'nin açıklamasında, "Soruşturma dış bir ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi.
"Zincirleme suç niteliği taşıyor"
Şüphelilerin birçoğu beyanında, Z.K. isimli kişinin organizasyonun başında yer aldığını belirtiyor.
İddianamede, taraf beyanları ve materyal incelemeleri dikkate alındığında, Z.K'nın "en başından beri organizatör olarak görev aldığı" tespitine yer veriliyor.
Z.K'nın elektronik materyallerinde yapılan inceleme sonucunda; pek çok sahte ehliyet, diploma ve yapılan pazarlıklara ilişkin mesaj kayıtları ele geçirildiği kaydediliyor.
Z.K'nın "sahte elektronik imzaların oluşturulması, MEB ve Gazi Üniversitesi sistemlerine usulsüz girişler ve değişiklikler yapılması eylemlerinin tamamına iştirak ettiği" öne sürülüyor.
Başsavcılık iddianamede, bu suçların birden fazla kez ve zincirleme şekilde işlendiğini belirtiyor.
Bu usulsüz işlemlerin birçok kez yapılması açısından "zincirleme suç" niteliğinde olduğu kaydediliyor. (Ekonomim)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |