Rekortmen Başkan’dan 1 yıl raporu: En önemli projem...

GERÇEKİZMİR - Mart 2019’daki yerel seçimlerde yüzde 79.5 oy oranı ile Türkiye rekoru kırarak CHP’den Narlıdere Belediye Başkanı seçilen Ali Engin, geride kalan 1 yılıyla ilgili Gerçekizmir’in sorularını yanıtladı.

BİZİM YAPTIĞIMIZ PROJELER BİR KONSEPT!

Belediye başkanı seçildiğinizden bu yana 1 yılı geride bıraktınız.  Belediyecilikte projeler öne çıkar. Proje anlamında vizyonunuz, bakış açınız, öncelikleriniz ne oldu?

Türkiye’de rekor oyla seçimi aldık. Sorumluluğumuz daha çok arttı.  Burası küçük bir ilçe, küçük bütçeli bir ilçe… Ülkenin içinde bulunduğu durum sıkıntılıydı zaten salgından öncede… İnşaat sektörü, ruhsat harçları, toplanan vergiler … Belediyenin en temel gelirleri bunlar. Bunlar düştükçe gelirler de düşüyor. Ama biz hiçbir zaman bunları mazeret kabul etmedik. Gerçekleştirilebilir, öncelikleri doğru belirlenmiş, uygulanabilir, iş birliğine dayanan (büyükşehir, hükümet ve diğer kurumlarla), çok pahalı olmayan, hızla hayata geçecek, çarpan etkisi çok projeler hazırladık.  Bizim yaptığımız projeler bir konsept. Birbirini tetikleyen, çarpan etkisi yapan projeler, birbirinden kopuk projeler değil.

ÇIT ÇIKMADI

Peki projelere vatandaştan nasıl tepkiler geliyor?

Projeleri o kadar doğru yapmışız ki olumsuz anlamda çıt çıkmadı. Bazı projeler olur ‘ne gerek var’ da denir. Projeleri herkes alkışlıyor.

İZMİR’İN EN TEMİZ İLÇESİYİZ

En önemli projeniz ne?

En önemli projem; temizlik.  İzmir’in en temiz ilçesiyiz… İddiasına varım!  Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne 30 kadın aldık, ekipmanlarımızı yeniledik. Her taraf pırıl pırıl… Bir ilçede temizlik sorunu varsa o belediyeden hiçbir şey olmaz.

Projeleri konuşalım.  14 ay da neler yaptınız? Kısa vadede neler yapılacak?

Kreş açtık. İkincisinin temelini attık.  5 yılda 5 kreş açacağız.

Kadın kooperatifi kurduk, kreşin yemeklerini de kadın kooperatifi temin ediyor.

Biz şehir içinde boydan boya kesecek, ilk defa bir bisiklet projesi yapacağız. Türkiye’de kıyılarda, ana arterlerde var ama şehri boydan boya kesen orman ve deniz arasında 4 buçuk kilometrelik bisiklet parkuru yapıyoruz.

Ormanda da kamp yapıyoruz bisikletçilere… Yeme içme dinlenme alanı yapıyoruz.

Yayalaştırma yine bu çerçevede; 1 kilometre sokağı yayalaştırdık, insanlar huzurla yürüsünler, dinlensinler, otursunlar diye cepheleri iyileştirdik.

25 bin metrekare meydan yapıyoruz, projemiz bitmek üzere, Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte yapacağız, şehrin göbeğinde….

Emekliler Yaşam Yeri yapıyoruz. Bin metrekare…  Bisiklet ve yürüyüş yolunu yanında emekli ücretsiz çay içerek, kitap, bilardo, masa tenisi, televizyon, internet, dinlenme gibi imkanlardan yararlanacak.

Sahilevleri’nde tenis kulübü yapacağız, 4 kortluk… Kültürpark’tan sonra en büyük burası olacak.

Kültür Merkezimizi yeniledik, bin 500’e yakın kursiyerimiz var, çeşitli sanat dallarında…

Türkiye’de ilk defa Çocuk Senfoni Orkestrası kurduk. Müthiş bir şey oldu, profesyonel bir orkestra oldu. Beş tane devlet sanatçısıyla çalışıyoruz, enstrümanlar satın aldık. 250 metrekare prova salonu yaptık.

Sahile çay bahçesi yaptık. Burası bir sahil kasabası, vatandaşın sahile gidip uygun koşullarda hijyenik, kaliteli oturacağı, çay içeceği ayrıca bir alan yoktu. 1 Temmuz’da hizmete açıyoruz, çok büyük bir alan.

Ege Yemekleri Satış Yeri yapıyoruz.

Slow Food birliğine üye olduk. Burayı, adil, sağlıklı gıda konusunda bir merkez yapmayı düşünüyoruz.

Daha saymadığım birçok şey var. 1 yılda dişe dokunur, çok isabetli çalışmalar yaptık.

EN ÇOK FİNANSMAN ZORLADI

Sizi geride kalan sürede en çok ne zorladı?

Her belediyenin sorunu finansman…  Bizi de zorladı. Ama bunu hiçbir şekilde bahane etmemek lazım. 

YENİ FİNANS MODELLERİ OLUŞTURUYORUZ

Pek dile getirmediniz….

Getirmemek lazım. Doğru bulmuyorum. Mesela en önemli projelerimizden biri Yukarıköy Projesi… 100’e yakın tarihi eser var. Temmuz ayında restorasyon ihalesine çıkıyoruz. Valilikle birlikte yapıyoruz. Yüzde 60’ını Valilik karşılayacak, yüzde 40’ını biz. Orası şehrin içinde tam bir turizm destinasyonu olacak. Orada valilikten fon alıyoruz, kaynaklarımız yetersiz. Pir Sultan Abdal Meydanı’nı Büyükşehir ile ortak yapacağız. Tenis kortunu Yap-İşlet- Devret ile yapacağız. Yani bazı yeni finansman modelleri de oluşturuyoruz.

SIRF TECRÜBE YETMEZ

Başkan olduktan sonra genç bir kadro kurmanız dikkat çekti. Kimi başkan tecrübeli isimlerle çalışır, siz daha fazla genç isimle yola çıktınız.

Enerjiye ve tecrübeye aynı anda ihtiyaç var. Tecrübe bende var. Ama sırf tecrübe de yetmez, sırf enerji de yetmez. Uçar gider, bir yere toslar. Tecrübe bende var, arkadaşların da enerjisinden, idealizminden, heyecanından faydalanıyoruz.

TÜM PROJELERİ BİTİRİRSEM ÇOK MUTLU OLACAĞIM

CHP İzmir'de son 20 yılda il başkanlığı yapıp, belediye başkanı olan tek isimsiniz. Hangisi daha zor? İl başkanlığı mı belediye başkanlığı mı?

İl başkanlığı daha büyük bir görev… Benim, zorluklarına rağmen severek yaptığım bir görevdi.  Ama belediyenin de şu avantajı var; yetkileriniz var, icraat yapabiliyorsunuz, insana dokunabiliyorsunuz, eserler bırakabiliyorsunuz. Ben beşinci yılımda tüm projeleri bitirirsem çok mutlu olacağım ve partiye çok faydam olacak. İnsanlar diyecek ki; ‘CHP’li bir belediye Narlıdere’de spor tesisleri yaptı, eğitime destek oldu, ticarete turizme destek oldu, kültüre çevreye…Bunlar ne güzel işler oluyor’ deyip partiyi yüceltebiliriz. Öyle bir avantajımız var.

İYİ Kİ BELEDİYE BAŞKANI OLMUŞUM

Milletvekilliği adaylığınız da vardı. 1 sırayla kaçırdınız…  Geriye dönüp baktığınızda iyi ki vekil değil belediye başkanı olmuşum diyor musunuz?

Tabi ki diyorum. Ben zaten icracı bir insanım, ticaret yaptım, binalar yaptım, proje geliştirdim. Tabi ki de; siyaseti de, tarımı, ekonomiyi, dış politikayı, ülke gündemini iyi takip eden biriydim ama icraat yapmayı seven bir insanım. İcracı bir kişiliğim var. Benim için severek yaptığım bir iş. Ben bu kadar zorluklarla, projeyi kendim takip ediyorum. Bu zorluklarla mücadele etmede de bir şikayetim yok. Çünkü severek yapıyorum. Bir şeyi ileriye götürmeyi, eser bırakmayı, bir partili olarak arkamızda güzel şeyler bırakmayı çok önemsiyorum.

YÜZDE 85’E KADAR GİDER

Yerel seçimde yüzde 80 oyla rekor kırdınız. Bu oy oranını daha ne kadar arttırabilirsiniz? Çıtayı nereye koydunuz?

Narlıdere’yi kutuplaştırmıyoruz. Projeleri bitirirsem yüzde 85’e kadar gider. Çünkü bizim MHP’den AK Parti’ye oy verenlerle de gayet güzel ilişkilerimiz var. Onlar da memnun icraatlarımızdan… Belediyede hiç ayrım yok. Vatandaş yönetim anlayışından memnun…

İlçede muhalefetin sesini neredeyse duymuyoruz.  Bu avantaj mı, dezavantaj mı?

Uzlaşmacı, mümkün olduğu kadar saydam, adil davranmaya çalışıyoruz. Bu muhalefeti azaltan bir şey, saydam ve açık olmak… Aslında her yerde muhalefet var. Sonuçta siyaset bir rekabet mecrası… Siz eksik yapacaksınız ki rakibiniz yukarıya çıksın. Siz doğru yaptıkça rakibiniz güç kaybeder. Burada hem parti içinde hem rakip partilerle muhalefet-iktidar kutuplaşması yaşamıyoruz. Böyle daha rahat? Neden? Çünkü muhalefet Türkiye’de yapıcı değil, yıkıcı… İlla size iftira atacaklar, illa olanı olmadı gösterecekler. O bakımdan zor. Yapıcı bir muhalefet olsa çok yararlı bir şey bence.

ÖRGÜT İŞİNİ YAPACAK BELEDİYE BAŞKANI DA İŞİNİ YAPACAK

İl başkanlığı yaptınız…  Belediye başkanı-örgüt ilişkisi nasıl oldu geride kalan zaman zarfında?

İl başkanı olduğum dönemde  il yönetiminde, kongrede bana  oy vermeyen çok isim vardı. 60’a yakın ilçe başkanıyla çalıştım, yarısından çoğu bana oy vermemişti. En ufak bir sorun çıktı mı? Çıkmadı. Burada da, geldiğimde Şahin başkan vardı seçime onunla gittik. Sonra o görevi bıraktı, başka arkadaş seçildi. Onunla da aynı ilişkimiz sürüyor. Kongrede destek olduk, onun daha iyi yapacağına inandığımız için… Diğer aday da değerliydi… Ben şuna inanırım; örgüt işini yapacak, belediye başkanı varsa ona destek olacak. Belediye başkanı da kendi işini yapacak. Bunu nereden biliyorum? Ben il başkanıyken Aziz Kocaoğlu’nun işine en ufak bir müdahalem olmadı, onun da bana olmadı. İl başkanlığının yönetiminin icraatları ile ilgili en ufak bir şey olmadı. Genel siyaset başka bir şey ama günlük siyasi yönetimde ‘bu karar alınacak, bunu söyleyeceksin’ gibi hiçbir ima bile etmedi Aziz Kocaoğlu…  Ben de, ‘bunu bürokrat yapacaksın, bunu işe alacaksın, bu dosyayı meclisten geçireceksin’ gibi şeylere girmedim. Girmemek lazım zaten. Ama her ikisinin birbirine destek olması lazım. Burada CHP’li bir belediye var, doğru uygulamaları var, örgütün bunun arkasında durması lazım. Belediyenin de örgütü ayrımsız görmesi lazım, nifak sokmaması lazım, ilçe başkanına destek olması lazım, onu zayıflatacak itibarsızlaştıracak bir işe girmemesi lazım. Ben bunu yapıyorum. İl başkanıyken de yapmıştım. Bunu yaparsan rahat edersin. Adamın günlük işlerine karışırsan, bu yürüyecek bir sistem değil. Kongrede seçilmiş bir ilçe başkanının, belediye başkanı her gün işine nasıl karışabilir? Veya delegenin oylarıyla seçilmiş bir ilçe başkanı belediyenin günlük kararlarını nasıl etkileyebilir? Olacak iş değil bunlar… Çıkan sorunlar varsa buradan çıkıyor zaten… Girmemek lazım!

TUNÇ SOYER HERKESE EŞİT

Geride kalan zaman diliminde belediye-büyükşehir ilişkisi nasıl oldu? Geçmiş yıllar bunu çok gördük; ilçe belediye ile büyükşehir arası uyum problemleri oldu.

Son 15 yılı yaşadık hep beraber…. Daha önce Büyükşehir ve bazı ilçe belediye başkanları ile büyük sorunlar vardı. Dönem dönem azaldı ama yine vardı. Ama bugün ilk defa hemen hemen 30 belediye başkanıı, AK Parti, MHP dahil, gayet açık saydam, medeni, saygılı bir ilişki var. Tunç Soyer’in hakikatten o yönetim anlayışında. Biz, bütün arkadaşlarımız geçmiş tecrübelerden yeterince ders aldık. İlçe belediye başkanlarıyla büyükşehir belediye başkanlarının bir çatışma halinde, bir kutuplaşma halinde olması partinin de şehrin de enerjisini bitiriyor. Dolayısıyla 14 aydan beri Tunç Soyer bir kere herkese eşit yaklaşıyor, olabildiğince destek oluyor, imkanlar usulünde tabi. Büyükşehir her şeyi yapsın. Sana ne ihtiyaç var o zaman? O yapacaksa ilçe belediyesi niye var? Parayı o versin, projeyi o yapsın, gönder şu kadar adamı işe al. Bu da iş değil yani. Bunun ölçüsünü bilirsen ilçe belediyesi olarak hakkının ne olduğunu bilirsen, imkanın ne olduğunu bilirsen hiçbir sorun çıkmaz. Samimi söylüyorum Tunç Başkanın bugüne kadar bana karşı en ufak bir önyargısını görmedim. Ben geleceğe ilişkin Tunç Soyer’e güveniyorum.

20 GÜNDÜR HİÇBİR VAKA YOK

Salgında ilçede can kaybı yaşandı mı? Vaka sayısı ne oldu?

Sağlık Müdürlüğünden aldığımız verilere göre son 20 gündür hiçbir vaka yok burada. Normal zamanda da ciddi bir ölüm yoktu huzurevi dışında. Burada Türkiye’nin en büyük huzurevlerinden biri var, orada personelde ölüm olmadı ama ileri yaşlardaki hastalar, yaşlı sakinlerde ölüm oldu. Ama Narlıdere ahalisinin şehir merkeziyle çok fazla geçişkenliği olmadığı için kısmen iyi atlattık diyebilirim.

BİR PERSONELİMİZDE ÇIKTI

Peki belediyede?

Bir tane personelimde çıktı o da iyileşti zaten. Esnaftan yok. Zaten küçük bir yer burası herkes herkesi tanıyor öyle bir vaka yok. 20 günden beri vaka da yok. Biz de o süreci birçok belediyenin yaptığı gibi hiçbir ihmale neden olmadan iyi yönettik.  Bizzat her gün çalışanlarımızın başında olduk.