Nalbantoğlu’ndan çarpıcı miting, ‘İnce’ ve liste mesajları, iddialı sandık hedefi!

GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve İzmir 2.Bölge 2.Sıra Adayı Rıfat Nalbantoğlu Bir TV’de yayınlanan Politika Durağı’nda Gazeteci Sercan Avcı’nın sorularını yanıtlarken önemli açıklamalarda bulundu.

NALBANTOĞLU'NDAN 'HAK' ÇIKIŞI: İZMİR KENDİ GÖBEĞİNİ KENDİ KESİYOR!

”MİTİNGE KATILAN KILIÇDAOĞLU’NU 13. CUMHURBAŞKANI OLARAK İLAN ETTİ”
Programda sözü Millet İttifakı’nın İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda yaptığı görkemli mitingi değerlendirerek açan CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, “Geçtiğimiz pazar günü Gündoğdu’daki mitinge katılanlar Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu bütün Türkiye’ye 13. Cumhurbaşkanını olarak ilan etti. Bence o mitingin en somut ifadesi, sonucu bu. İzmir’e de bu yakışırdı. İzmir gereğini, yakışanı bence yaptı. Bir gün önce yapılan mitingi kıyaslamak için istemiyorum. Onlar bizim işimiz değil. Arkadaşlar kıyaslamış ve derin siyasi yorumlar da yapmışlar. Diyecek bir şey yok. Onun baktığı açıdan öyle görünüyorsa tamam sen öyle bak, öyle görmeye de devam et. Bu senin hayatın bir şey diyemiyorum ama bunu gerçek zannetmeleri onlar açısından üzüntü verici. ‘Evet, kabul ediyorum CHP’nin mitingi AKP’nin mitinginden daha kalabalıktı...’ Senin kabul etmenle olacak şey değil, alanın büyüklüğü belli. Bence değerlendirmeye bile alınmayacak yorumlar yaptılar” dedi. 



“İÇERİK, COŞKU VE KATILIM OLARAK BU SEVİYEDE BİR MİTİNG GÖRMEDİM”
CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Nalbantoğlu, mitingi Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı Adayı olduğu 2018 yılındaki mitingle kıyaslayan yorumlar için ise, “Bilmiyorum eğer saydılarsa, böyle değerlendilerse… Ben Gündoğdu Meydanı’nda fiilen birkaç miting de organize etmiştim il başkanı sıfatıyla. Ve bir CHP’li olarak Muharrem Bey’in cumhurbaşkanı adaylığı mitingi de dahil olmak üzere birçok mitinge orada katıldım ama içerik olarak coşku olarak ve katılım olarak bu seviyede bir mitingi daha önce gerçekten görmedim. Burada enteresan bir durum yok. Bu yaşamakta olduğumuz siyasal sürecin bir doğal karşılığı. Benzer bir siyasal süreç daha önce yaşanmadı Türkiye’de. Türkiye’de 6 tane farklı siyasi parti ve onun lideri bir mitingde ilk kez bir araya geliyor. Fiziken ilk kez bir araya geliyor olmalarının ötesinde fikir, duygu olarak de bir arada olmaları bambaşka bir yenilik. İnsanlara umut veren ve belki de bu mitingi diğerlerinden ayıran en temel özellik bu. Sayı üç aşağı beş yukarı aynı olabilir, konu o alanı dolduran insanların neye destek oldukları ve neye isyan ettikleri. Bu anlamda çok değerliydi yoksa insanalar bir şekilde gelir toplanırlar. Ama çok net ki 21 yıldır sürmekte olan AKP iktidarından artık bu millet yaka silktiğini ve bu işin böyle gitmeyeceğini muhalefetteki tüm siyasi parti liderleriyle bir meydanda toplanarak ortaya koymaları Türk siyasetinde bir ilk ve çok değerli. Umarım bu birliktelik, hoşgörü ve dayanışma anlayışı sadece bu seçimde değil Türkiye’nin sorunlarının çözülmesi konusunda da hep daim olur, sürekli kalır diye düşünüyorum” açıklamasını yaptı. 

“6 FARKLI PARTİYİ BİR ARAYA GETİREN TUTKAL...”
6 farklı partiyi bir araya getirerek Millet İttifakı’nı oluşturan anlayışı detaylandıran Nalbantoğlu, “Bu işin tutkalı 6 siyasi partiyi bir araya getiren anlayış. Yani ülkemizi yönetmekte olan AKP iktidarından ve tek adam rejiminden mutlaka kurtulunması gerektiği konusundaki ortak mutabakatları. Çünkü yönetiyormuş gibi görünüp yönetilemeyen bir ülkede yaşıyor insanlar. Artık Türkiye gerçekten demokrasi mi yoksa otokratik bir rejim mi ikilemine AKP ve onun cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan vasıtasıyla böyle bir noktaya gelmiş durumda. Dolayısıyla bu öyle güçlü bir tutkal ki yani bu ülke gerçekten demokrasi ile mi yönetilecek, gerçekten ekonominin normal kurallarıyla mı yönetilecek, vatandaşın çıkarları gözetilerek mi ekonomik politikalar belirlenecek yoksa böyle yürüyüp gidecek mi? Böyle yürümeyeceği çok açık bu durumun. Vatandaş da tepkisini koymak üzere ilk İzmir’e denk geldi, 30 Nisan’da Gündoğdu Meydanı’nda tüm İzmirliler bunun böyle gitmeyeceğini ve Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı’nın Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacağını İzmir’den, Gündoğdu Meydanı’ndan tüm Türkiye’ye hatta dünyaya haykırdılar” dedi. 



İKTİDARA ‘İZMİR’E YATIRIM’ ÇIKIŞI! 
CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Adayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde İzmir üzerinden verdiği eleştirel mesajları ve mitingde yaptığı “İzmir’i çamurdan, çukurdan kurtaramadın” çıkışını ise şöyle yorumladı: Sayın Erdoğan hangi saikle İzmir üzerinden örnek veriyor ben onu bilemem.  Hareket noktası nedir bilemem ama şu olabilir mesela… CHP’nin siyasal baş şehri İzmir’dir. Bu uzun süredir İzmir’de tek Büyükşehir Belediyesi olmamızdan da kaynaklı ama İzmir CHP’nin gerçekten ana şehridir. Tabii ki Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nu ve onun üzerinden CHP’yi bazı konularda yıpratmayı planlıyorsan İzmir üzerinden, İzmir’deki kimi işler konusunda eleştirilerden hareket etmek kendisi açısından mantıklı görünebilir. Ama bakalım ne kadar doğru, haklı. Söyledikleri ne kadar akla mantığa uygun şeyler. Buna bakmak lazım. İzmir’e bugüne kadar AKP iktidarı ve onun genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hep bir başka gözle baktılar. Zaman zaman İzmir’i farklı sıfatlarla, tanımlarla tarif etmekten de hiç çekinmediler ve gocunmadılar. Erdoğan zaten kimi sözleri sarf etme konusunda çok fütursuz. O istediğini herkese söyleme hakkına sahip görüyor kendini bir başkası onunla ilgili bir şey söylediği zaman da kendini mahkeme kapısında buluyor. İzmir Türkiye’de toplanan vergilerin yüzde 14-15’ini taahhük ettiriyor. İzmir bu taahhük eden verginin ödenmesi konusundaki ahlakı noktasında da Türkiye birincisidir. Sanayicinin, tüccarın, iş adamının, esnafın kendisi adına taahhük ettiği vergilerin yüzde 98’i İzmir’de tahsil ediliyor. İzmirli bu kadar ahlaklı davranırken, merkezi hükümet İzmir’e hangi gözle bakıyor, ne kadar yatırım yapıyor? Bunların hepsi matematiksel veri ve ortada. Sen Türkiye’de vergi gelirlerinin yüzde 15’ini tahsil ettiğin bir ile bütçede sadece yüzde 2,5 gibi bir pay yatırım olarak koyuyorsan olmaz. Sonra dönüp İzmir niye böyle diye sormayacaksın. Sadece belediyelerin yatırımlarıyla bu koca şehir yönetilir mi? Doğru bulmuyorum hatta kınıyorum bile. İstanbul’da U amblemli metrolar var. Doğru bulmuyorum, Ulaştırma Bakanlığı kafasına göre U diye bir amblem yapıyor. Büyükşehir’in de metro istasyonlarında M diye bir amblem var. İzmir’de bir tane U yok. Yapsınlar da U yapsınlar. Hatta üç tane U yapsınlar. Ama bir tane bile yok. Planlamada bile yok. Sayın Tunç Soyer’in İzmir 40 veriyor 1 alıyor dediği oran bu. Böyle yönetiliyorsa bu şehir, bir de bu şehrin dışarıdan finansman bularak getirdiği birçok yatırım finansmanı da sende bekliyorsa türlü bahanelerle… O zaman bu şehir çukur çamur tabii ki olur. İzmir Büyükşehir’in bütçesiyle bu şehir tam tarif ettiğimiz, söz verdiğimiz gibi yönetilebilir mi? Yönetilemez. Bu şehirde gerekli yatırımlar yapılabilir mi? Yapılamaz. Sadece onay bekleyen projelere onay verilse İzmir’i şekli, şemali, her şeyi değişir. Gitmiş İzmir Büyükşehir Belediyesi finansmanını bulmuş, işini tamamlamış, proje hazır. Bir onay vereceksin ya. Bu tür büyük altyapı yatırımları finansman imkanları isteyen işler. Sayın Soyer, 14 Mayıs’ta ‘Bir şey değişecek, her şey değişecek’ dedi. Evet 14 Mayıs’ta bir şey değişecek her şey değişecek. Bizim oturuşumuz değişecek, tüm yurttaşların açlık oranı değişecek, gülme kat sayısı değişecek, nefes alma şekli değişecek.

“EN AZ 9’AR VEKİL VE YÜZDE 70!”
CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Adayı 14 Mayıs’ta İzmir sandığı hedefini ise, “Hedef tabii ki çok yüksek ama iki bölgede de en az 9’ar milletvekilinin parlamentoya gideceğine yürekten inanıyorum. Bir de bunu sürekli ölçtürüyoruz. Bir iyi niyet ve beklentinin ötesinde bilgiye dayalı kimi şeyleri paylaşıyorum sizinle burada. 9’ar milletvekili ile ve tabii ki o da çok önemli ama bizim şu anda birinci işimiz Sayın Genel Başkanımızı bu ülkenin 13. Cumhurbaşkanı yapmak. İzmirliler yüzde 70’lere yakın bir oy oranıyla Sayın Genel Başkanımızın 13. cumhurbaşkanı olması konusunda ciddi katkı koyacak” sözleriyle açıklladı. 

İNCE YORUMU: AZAMİ 1-1.5 OYLA TAMAMLAYACAK 
Muharrem İnce’nin adaylığı ve seçimi ikinci tura götüreceğine dair tartışmalara da değinen Nalbantoğlu, “Öncelikle ben tabiat ve genel davranış biçimi olarak, bu AKP ya da Recep Tayyip Erdoğan bile olsa, öyle şey sözler söylemem. Ama Muharrem İnce bugünkü durduğu noktada durmasa, bugünkü siyasi refleksi göstermese, yani benim ölçülerime göre daha düzgün daha doğru, bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan bir duruşu sergilese tabii ki cumhurbaşkanlığı seçimi mutlaka biraz daha rahat olur. Ama bu cumhurbaşkanlığı seçimini tehlike atacak, ikinci tur gibi böyle bir şey söz konusu bile değil. Olamaz. Şükürler olsun böyle bir durum yok. En azından bizim sahadan aldığımız geri dönüşler, Türkiye’de genel kamuoyu yoklamalarından çıkan sonuçlara göre böyle bir ihtimal yok. Böyle durmasa da hakikaten Türkiye’nin bu yol ayrımında yani demokrasi mi yoksa otokrasi mi ikileminde demokrasiden yana tavır koysa, tüm diğer muhalefet güçleri gibi sayın genel başkanımızın adaylığına destek olsa tabii ki daha iyi olur. Ve tabii ki biz buna seviniriz ama herhalde bu konudaki tutumunu böyle devam ettirecek gibi duruyor. Ama bir ara kamuoyu yoklamalarında yüzde 5-6 gibi tarif edilen ama bence aslında hiç o seviyede olmayan rakamlar ortada yok zaten… Köpürtülmüş, büyütülmüş rakamlardı onlar. Zaten kimse rakam telaffuz etmiyor. Sayın İnce muhtemelen azami 1-1,5 gibi bir oyla bu seçimi tamamlayacak. Hayat tercihlerle devam eden bir süreç zaten. Tercihler hayatınızın özeti haline geliyor. Böyle bir özeti yazmayı uygun görmüşse bu yanlıştır ama saygı duyuyorum demek dışında elimizden bir şey gelmiyor. Ama yanlış olduğu tartışmasızdır yani” diye konuştu. 

“TEK ADAM YAPMADI DİYE Mİ ELEŞTİRİYORSUN!”
Nalbantoğlu, Cumhur İttifakı cephesinden CHP listelerine yönelik eleştiriler hakkında da, “Ne olup bittiğini kavrayamadığı için arkadaşlar… Biz farklı siyasi partiler olarak bir araya gelebiliriz. Hatta milletvekili listelerimizi hep beraber dayanışma ve anlayışla hazırlayabiliriz meselesini anlamalarını beklemiyorum zaten. Bunu anlıyor olsa tek adam rejimine zaten itiraz eder. Bunu kavrıyorsa ülkede olup biten işlere zaten itiraz eder. Halinden çok memnun, öyle yaşayıp gidiyor zaten. Bunların doğru listeler mi yoksa yanlış listeler mi olacağına karar verecek bir tek merci var. Ayın 14’ü sabahından itibaren akşam 17’ye kadar gidip demokratik hakkını kullanacak olan bu ülkenin yurttaşları. Gidip sandığa oy atarak hangi listenin daha doğru olduğuna onlar karar verecek. O sandıktan çıkan sonuçlara da hepimiz hep beraber katlanacağız. Dolayısıyla AKP’liler, CHP listelerini eleştirmiş… Eleştir, ne olmuş? Neyini eleştiriyorsun ayrıca, tek adam yapmadı diye mi eleştiriyorsun? Çık, bu senin hayatın. Böyle yaşa git, sen bilirsin. Ama burada karşı çıkılacak değil aksine ciddi şekilde sahip çıkılacak bir şey var. Çünkü bugün Millet İttifakı’nın gösterdiği dayanışma ve anlayış bugüne kadar Türkiye’de örneği dayanmamış bir şey” yorumunda bulundu. 

ASLANOĞLU’NA ÖVGÜ 
Nalbantoğlu son olarak CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun performansını da “Ben CHP’liyim, Aslanoğlu da bizim il başkanımız. İl başkanının ne anlama geldiğini her CHP’li gibi ben de biliyorum. Sayın Aslanoğlu genel başkanımızın İzmir’deki temsilcisidir. Genel başkanımızı temsil etme konusunda da elinden ne geliyorsa her şeyi yapıyor. Spor ve siyaset direkt sonuca bakar. Ve ben Sayın Aslanoğlu’nun yönetiminde, onun yol göstericiliğinde İzmir’den çok iyi bir siyasal sonuç elde edeceğimize en ufak şüphe duymuyorum” sözleriyle değerlendirdi.